8 Temmuz 2010 Perşembe

Miraç Kandiliniz Mubarek olsun


Miraç Kandilinizi Kutlar,
Hayırlara vesile olmasını dilerim.

13 Nisan 2010 Salı

DEMLİKTE KALAN ÇAYI ATMAYIN

 çaay

Bakın nelere deva
mat saç Saçınız mat mı?
Saçınızı şampuanladıktan sonra son su olarak bir çaydanlık ılık çayla durulayın. Bakın saçlarınız nasıl ışıl ışılıyor .
ayak Ayağınız mı kokuyor?
Ilık çay dolu bir leğene ayaklarınızı daldırın ve her akşam yatmadan önce 10 dakika tutun. 10 günde koku diye bir şey kalmayacaktır.
boğaz ağrısı Boğaz ağrılarında

Posaları süzüp soğuyan demi boğaz ağrılarında ªgargara olarak kullanılır
yağlı cilt Cildiniz çok mu yağlı?
Banyodan çıkmadan son su olarak bir çaydanlık çay ile teninizi ovuşturun, balsam vazifesi görün.
Derinizdeki yaraların temizlenmesi
Çayı, derinizdeki yaraların temizlenmesi ve antibiyotik etki göstermesi için pamukla tatbik ederek kullanabilirsiniz.
el Eliniz balık, soğan mı kokuyor?
Balık ayıkladınız, ellerinizi sabunla yıkadınız ve hala balık kokuyor. Ya da soğan soydunuz, soğan kokuyor. işte kurtarıcınız yine çay. Elinizi demli çayla yıkayın. Bakın bakalım hiç koku kalmış mı?
capak Gözünüz çapak mı yapıyor?
Kaynamış çayı bir tasa koyup buharı gözünüze gelecek biçimde başınızı üstüne koyun. Ya da ılık çaya batırılmış gözlerinize ve etrafına tatbik edin .
Yemek yerken dilinizi mi ısırdınız?
Yine ilacı demlikteki çaydır. Ağzınızı günde üç defa çalkalayın, diliniz dokuz yerine üç günde iyileşecektir.

buzdolabı Buzdolabınız koku mu yapıyor?
Demlikte kalmış çay posalarını kurutup bir kap içinde buzdolabının orta rafına yerleştirin, kokudan eser kalmıyor.

6 Nisan 2010 Salı

ENDİŞEYE MAHAL YOK‏

PİCASSO

Olur.

İnsanın bazen gerçekten saçmalamaya ihtiyaç duyduğu zamanlar olur.

Dünyayı kaplayan

o kocaman saçmalık battaniyesinin ipliklerinden biri olmayı çok isteyebilir insan.

Ve bu yüzden de kendisinden çok uzağa düşebilir.

Başka biri olmaya ihtiyaç duyar ve normal zamanlarında asla yapmayacağı,

burun kıvırdığı şeyleri yapabilir.

İşte tüm bunlar yüzünden abuk sabuk ne varsa okuyorum.

Saçma sapan sohbetlerin içine giriyorum.

Ve eskiden duyduğumda kulaklarımı tırmalayan şarkıları söyleyip duruyorum.

Bunları bile isteye yapmıyorum elbet. ,

Elimde olmadan saçmalığın içine sürükleniyorum.

Saçmalığa dahil oldukça kendimden kurtuluyorum.

Ben olmaktan çıkıyorum.

Sırf kendimi özleyeyim de geri

döndüğümde sımsıkı sarılayım diye.

İnsan bazen kendinden sıkılamaz mı?

Sıkılır elbet...

İnsan bazen herşeyden ve herkesten kaçmak isteyemez mi?

İster elbet...

İşte bu yüzden tüm bunlar. Ama endişeye mahal yok.

Geçici. . . .

Her zaman geçti çünkü.

RESİM: Picasso

18 Mart 2010 Perşembe

En sağlıklı ambalaj

Plastik içiyoruz!
İçerik Sıcak çayla doldurulmuş plastik bardaklar tehlike saçıyor! Su damacanalarından, alüminyum folyoya birçok ambalaj yiyip içtiklerimize geçiyor.
Ege Üniversitesi'nden radyokimyager ve radyofarmasist Dr. Memduh Sami Taner günlük hayatımızda yaygın olarak kullandığımız bazı ambalaj malzemelerinin tehlikelerine dikkat çekiyor. Dr. Taner'e göre, içindeki yiyecekle tepkimeye girmeyen, hiçbir kimyasal madde sızdırmayan "cam ambalajlar" tercih edilmeli.
Plastik bardak, tabak, çatal
images çatal imgres1
Plastik bardak ve malzemeler ile sıcak içecek-yiyecek tüketimi ciddi olarak terk edilmesi gereken, Sağlık Bakanlığı'nca üretimine müdahale edilmesi gereken bir konudur. Maliyeti düşürmek ve daha çok kar elde edebilmek için "çok ince" plastik bardak ve tabak üretildiğine şahit olmaktayız. Bu tür malzeme ile tüketilen 70-90 derece sıcaklığındaki içecek, içinde bulunduğu polimer (plastik) malzemeyi ısı etkisi ile çözerek, monomerlerine ayırmaktadır. Bu monomerler ise tehlikeli kanserojen malzemelerdir.
köpük bardak Köpük bardak
Köpük, polimer bir malzemedir. Yukarıda açıklanan plastik malzemelere göre ısıl müdahalelere dayanıklılığı daha yüksek gibi görülse de gözenekli yapısı dolayısıyla 100 derece sıcak sıvılar bu materyalin ( ör.polistiren) çözünmesini sağlayabilir. Bu durumda yine monomerik gruplar sıvıya geçecek ve oral yolla bünyeye toksik madde alımı gerçekleşebilecektir.
kağıt Kağıt bardak
Sıcak su ile ilişkiye en az geçme ihtimali, kağıt bardaklar için geçerlidir, özellikle ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği'nde kağıt bardak yaygın kullanımdadır. İnsan ve çevre sağlığı açısından geri dönüşümlü materyallerin kullanımı  zorunlu ve öncelikli bir konu olduğundan yurtdışında soğuk-sıcak her türlü içeceklerin perakende satışı kağıt bardak ile yapılmaktadır. Ülkemizde ise plastik malzemeler halen yoğun olarak kullanılmakta ve çevre kirliliğine sebep olmaktadır.

Su ve gazlı içeceklerin plastik şişeleri su şişesi
Suyun dolumunda kullanılacak kaplar Sağlık Bakanlığı'nın iznine tabidir. Bu kaplar, suyun niteliğini değiştirmeyecek ve su ile etkileşmeyecek, izin alınmış bir maddeden yapılır.
Ambalajda cam dışındaki malzemeden yapılmış kapların kullanılması halinde, bu kapların sağlık açısından sakıncalı olmadığına, kullanım ve üretimine ilişkin bilgi ve belgeler, ilgili bakanlığa sunularak izin alınır.
Geri dönüşsüz (iade edilmeyen) plastik kap ve şişeler polietilen (PET) ve polivinilklorür (PVC) olarak bilinen polimerlerden, iadeli plastik kaplar ise Polikarbonat adı verilen polimerik malzemeler kullanılarak üretilmiş damacanalardan oluşmaktadır. Bu polimerler üretilirken sağlık açısından çok riskli hammaddeler ile yola çıkılır. Hatta polikarbonatın üretimindeki hammaddelerden biri de çok tehlikeli olan fosgen'dir* uludag-limonata-cam-sise (fosgen, en çok bilinen kimyasal silahtır). Suyla etkileşimi minimal derecede olacak şekilde üretilse de yumuşak (memba) suyu her zaman iyi bir çözgendir, asitli içeceklerde ise çözücü karakter daha da baskındır. Böyle olunca da tüketicilerin uzun süre polimerik malzemeli ambalajda beklemiş içecekleri tercih etmemeleri önerilir. Polimerin çözünmesi ile ortaya çıkan monomer haricinde, polimerin üretilmesi sırasında polimerik yapıya hapsolmuş safsızlık ve katalizör denilen kimyasalların da içeceğe geçmesi, dolayısı ile tüketicilerin oldukça tehlikeli kimyasallara maruz kalması olasıdır. plas
Yukarıda bahsi geçen tehlikeyi düşünerek ilgili kurumlar önleyici kurallar hayata geçirmişlerdir. Bu nedenle suyun dolumunda kullanılacak kaplar, ilgili bakanlığın iznine tabidir. Bu kapların dolum öncesinde özel dedektör ve benzeri sistemler kullanarak polimer niteliğinin değişmediğinin kontrol edilmesi gerekir. Sonuç olarak, maliyeti yüksek olsa da cam malzemeden oluşmuş damacanaların piyasada bulunmasının önemli faydası olacaktır. Polimerik malzemelerin ısı ve ultraviyole ışınlardan etkilenerek bozunabilmesi de muhtemel olduğundan tüketicilerin aynı kapta su veya asitli içecekleri çok uzun süre bekletmemeleri, beklemiş ise kullanmamaları önerilir.
 su iç İçme suları ile ilgili olarak, Sağlık Bakanlığı tarafından son çıkartılan yönetmelik; İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik'tir. Bu yönetmelik Avrupa Birliğine Üye Ülkelerce esas alınan İnsani Kullanım Amaçlı Suların Kalitesine Dair 98/83/EC sayılı Konsey Direktifi, Doğal Mineralli Suların Çıkartılması ve Pazarlanmasına İlişkin Üye Devletlerin Kanunlarının Uyumlaştırılması Hakkındaki 15/7/1980 tarihli ve 80/777/EEC sayılı Konsey Direktifi ile Doğal Mineralli Sular İçin Konsantrasyon Limitleri ve Etiketleme Bilgileri Hakkında Liste Oluşturulması ve Doğal Mineralli Suların ve Kaynak Sularının Ozonla Zenginleştirilmiş Hava ile İşleme Tabi Tutulmasının Şartlarını Belirleyen 16/5/2003 tarihli ve 2003/40/EC sayılı Konsey Direktifine paralel olarak hazırlanmıştır.
Avrupa Birliği standartlarına uygun üretim şartları ve zorunluluğu kabul edildiyse de, geçmişte izin almış olan firmalar, ozonlama ile dezenfeksiyon konusunda 2006 sonu, Avrupa komisyonu direktiflerine uygunlaştırılmış birçok hayati düzenlemeyi ise 31/12/2007 tarihine kadar işletmeleriyle uyumlaştırmak zorundadır. Bu arada geçen sürede kontrol ve denetimlerde birçok detayın atlanması, kural ihlali, bizim gibi ülkelerde kuvvetle muhtemeldir.
*bkz : Türk Gıda kodeksi yönetmeliği ek:34
Konserve tenekeleri konserve
Günümüzde konserve ile taze gıda arasındaki farkı bilinçli ve eğitimli olan çoğu insan biliyor.  Kişi bu farkı teorik olarak bilemiyorsa bile tad alma organı dolayısı ile birşeyleri fark edebilir. Raf ömrü en az iki yöntemle uzun tutulabilir; bir gıda üretimi esnasında steriliteyi (hijyen) sağlayarak, iki stabilizan (koruyucu) denilen kimyasalları ürüne katarak. Konu kimyasal katkı maddelerine gelince ise, işin sağlık boyutu daha çok önem kazanmaktadır. Gıda maddelerinde izin verilen ölçülerde kimyasal katkı maddeleri kullanılabilir, bu kimyasallara ait yasal limitler önemli bilimsel-toksikolojik çalışmalar ve hayvan testleri ile tespit edilmiştir. Ayrıca, zehirlenme vakalarındaki tedaviler sırasında yapılan araştırmalarla da limitler netleştirilmiştir. 
kutu 3 Gıda mevzuatı sorunsuz, gıda üretim ahlakı ve kültürü, kalite bilinci olan, bunun yanında insan hayatına önem veren, tüketici hakları konusunda yol almış ülkelerde ideal miktarlarda katkı maddesi kullanımına rastlarsınız. Ölçüsüz para hırsı ve acımasız rekabet ortamı, bu tür değerlerin dikkate alınmasına engel olur. Daha çok satış kaygısı, katkı maddeleri için izin verilen limitlerin aşılmasını rastlanır kılar. Ülkemiz Avrupa Birliği ile entegrasyon sürecinde bir çok düzenlemeleri ulusal mevzuatına eklemlendirmişse de uygulamada henüz büyük problemler vardır. Hatta bazı yönetmeliklerde, sadece AB'ye satılacak ürünlerde gerekli kriterlerin sağlanması ifadesi vardır. Oysa, Türkiye'de yaşayan insan ile Avrupa'daki arasında biyolojik farklılık yoktur. Zehirlenme, kanser ve nörolojik sorunlarla sonuçlanabilecek sağlık riskleri açısından herkes eşittir. Tekrar etmekte fayda var; ambalajın en sağlıklısı CAM 'dır. süt şişe
Konserve kaplarının şişmesi,  ekşi ve acı tatlar, çeşitli asidik ve kötü kokular,  konserveyi oluşturan malzeme ve sıvının rengindeki kararmalar ambalaj veya içerik kaynaklı bir bozukluğu haber verir. Bu tür ürünler tüketilmemeli, kötü ambalaj ve içeriği ile "kanıt" haline gelmiş ürün, ilgili firma ve yetkili mercilere derhal şikayet edilmelidir.
Teneke ambalaj dediğimiz ambalajlar, iç yüzeyi inert (kimyasal olarak ilgisiz) bir polimerik malzemeyle kaplı ise standartlara uygundur. Fakat bu tür bir önlem alınmadan salt metal ambalaj ile gıda veya gıda maddesinin suyunun teması söz konusu ise, tüketilecek gıdaya çok dikkat edilmelidir. Uzun süre beklemiş gıdaların tüketilmesi çok riskli olup son kullanma tarihine yakın ürünler tüketilirken "metalik bir tat" hissedilirse, gıdanın tüketilmesi sakıncalı olacaktır. Son kullanma tarihi geçmiş olsun olmasın bu tür bir tat alınıyorsa gıda maddesi tüketilmemeli, tüketicilerin başvurması gereken noktalara veya ilgili firmaya bu konuda şikayet bildirimi yapılmalıdır.
Gıda bozulmaları sağlığımızı nasıl etkiler?
gıda Bozuk gıda maddeleri zaman zaman ölümle sonuçlanabilen ve gıda zehirlenmesi olarak ifade edilen zehirlenme olaylarının başlıca nedeni olabilmektedir.
Bozuk gıdaların tüketilmesiyle oluşabilen başlıca hastalık belirtileri; kusma, karın ağrısı, ateş, ishal, baş ağrısı, baş dönmesi, halsizlik, çift görme, yutkunma zorluğu, ağız kuruması, dilin şişmesi, bağırsak krampları, terleme, titreme, kanlı-sulu dışkı, karaciğer ve böbrek hastalıklarıdır. zehir
Bu hastalıklar genellikle bozuk gıda yenildikten 2 ila 48 saat sonra görülmeye başlar ve hastalık etmeni yok oluncaya kadar devam eder.
Alüminyum folyo
aleminyum Isıtma işlemi yapmaksızın, tamamen koruma amaçlı olarak alüminyum folyo içinde "gıda saklamak" sağlıklıdır, ancak yüksek ısıda (fırın, mikrodalga) su oranı yüksek gıdaların folyo içine hapsedilerek pişirilmesi sakıncalı olabilmektedir. Yüksek ısı ve yiyeceklerin pişirilmesi esnasında çıkan kimyasal içerikli buhar, ince alüminyum folyo ile reaksiyona girebilir. Sonuç olarak folyoyu oluşturan alüminyum metalinin, alüminyumun bir bileşiği halinde çözünerek gıdaya karışması aleminyum folyove bünyeye girişi, yani vücutta metal birikimine sebebiyet vermesi çok mümkündür.   Buzdolabının sağladığı 4-6 derece sıcaklıkta alüminyum folyo ile uzun süreli saklama yapmak sağlıklıdır. Gıdanın ıslak, asidik, bazik karakterde olmamasına dikkat edilmelidir. 
Streç film ve buzdolabı poşetleri
streç film Polimerik malzeme olduğu için streç film dikkatli kullanılmalıdır. Neyse ki dayanıksız bir malzeme olduğu için "tek kullanımlık" torbaözelliğe sahip bir materyaldir. Streç film, evlerde gıda ile etkileşimi söz konusu olmadan fonksiyonunu yerine getirmekte ve atık haline gelmektedir. Ancak yemeklere karışmaması, ısıtma-pişirme esnasında kaplarda ve gıdaların iç yüzeylerinde bulunmaması çok önemlidir. 
Poşet çaylar
çaaay Ülkemizde poşet çayların kullanımı hızla artarken sağlık açısından getireceği riskler de daha çok dikkate alınmaya başlamıştır, poşeti oluşturan ambalaj malzemesinin niteliği, gözenekli olan bu malzemenin polimer lifli yapıya sahip olması, sıcaklığa bağlı olası yapısal değişimleri ve metal zımba kullanılmış olması istenmeyen özelliklerdir.
Şayet poşeti oluşturan gözenekli, kağıt hissi veren  malzeme sentetik elyaf veya polimer içerikli bir maddeden yapıldıysa bu sağlık açısından sakıncalı sonuçlar doğurabilir. Başta karaciğer, böbrek olmak üzere vücuttaki değişik organ ve dokularda olumsuz etkiler yaratabilir.
çaykutu Poşet üzerindeki metal zımba ise mineral içerikli, asidik (-veya bazik) ve sıcak bir sıvı olan çay içinde normal sürenin üzerinde beklediği zaman çözünmeyle sonuçlanan kimyasal bir etkiye uğrayarak, ağız yolu ile alınan "ağır metal iyonu maruziyeti" oluşturabilmektedir. Bu durumda vücutta metal birikimi söz konusu olacaktır. Vücutta biriken ağır metal iyonları, karaciğer, beyin ve akciğerde çeşitli sorun ve hastalıklara sebep olabilmektedir. 
Limonlu çay içme alışkanlığı olanların metal zımbalı poşet çay kullanmaktan sakınmaları gerekir. Hava kirliliği, kalitesi düşük gıdalar, ilaçlar, aşırı mineralli sular ve diş hekimliğinde kullanılan dolgular dolayısı ile kentsel doku içinde yaşam sürdüren çağımız insanı, zaten vücudunda normalin üzerinde bir metal birikimi ile yaşamaktadır. Poşet çay üzerindeki zımba veya benzeri sakıncalı gıda ambalajları bu birikimi hızlandırarak, kanser, çeşitli nörolojik hastalıklar, karaciğer, beyin, böbrek hasarına sebep olabilmektedir.
Dünyada bu tür ürünlerin kullanımı yasaktır veya sıkı kurallarla sınırlanmıştır. Amerika'da FDA (Gıda ve İlaç Dairesi)'nın bu konularda aldığı önlemler çok sıkıdır. Gıda üretimi ve ambalaj malzemelerinde çok yoğun denetimler vardır, 2006 yılı mayıs ayında yürürlüğe konulan yeni kurallar gereği Amerika'daki gıda üreticileri, HACCP haricinde bir de GMP kurallarının etkinleştirildiği üretim biçimleri ile gıda üretimi yapmak zorundadırlar. GMP (Good Manufacturing Practice = İyi üretim uygulamaları ) ile tüketicinin, sağlıklı, hijyenik ve kaliteli gıdaya ulaşması ürünle buluşması güvence altına alınmıştır. Bu güvence, gıdanın içeriği ve temas ettiği ambalajı da kapsamaktadır. Gelişmiş Batı ülkelerinde zımba yerine dikiş ile veya doğal yapıştırıcı ile poşetin ipe tutturulduğu ambalaj şekillerine rastlanmaktadır.
Sıcak suya konulan çay poşetlerinin ısıyla bozunmayacak, lifli doğal malzemelerden çaypoyapılmış olması gerekir. Sentetik selüloz liflerinden imal edilen poşet materyali kullanılmamalıdır.  Tarım Bakanlığı'nın ve Sağlık Bakanlığı'nın etkin kıldığı bir yönetmelikle, hem üreticiye hem de tüketiciye çay konusunda her türlü bilgi verilebilmeli, üretimde istenen ambalaj kriterleri net olarak ifade edilebilmeli ve yenilikler herkesin ulaşabileceği bir açık zeminde (internet) bulunmalıdır. Çünkü ülke genelinde en çok tüketilen ve kültürel bir öğe haline gelmiş yegane içecek çaydır. 13.12.1996 tarih ve 22846 sayılı Resmi Gazetede ilk kez yayınlanıp, 2003 yılına dek iki kez minör değişiklikler yapılan ve bu gün yürürlükte olan "siyah çay tebliği", içerik açısından oldukça kısıtlı bir metindir.
çay poşetKonuyu biraz daha açacak olursak, sıcak su her türlü çözünmeyi, deformasyonu ve parçalanmayı sağlayan bir ortamdır. Hele hele sıcak su asitlendirilmiş (limon, kuşburnu vb. ekşi tat) veya bazikse (adaçayı, ıhlamur; acımtırak tat), ayrıca içeriğinde mineral ve çeşitli iyonlar var ise bu durumda sıcak su güçlü bir çözgen gibi davranarak çay adını verdiğimiz "kurutulmuş bitki tozu"nun yanında ambalajın da çözünmesini sağlar. Kişi bu çözeltiyi (karışımı) içince hem faydalı hem de toksik birçok maddeyi vücut içine almış olacaktır.
Aslında salt bitkiyi suda "ideal süre" bekleterek veya kaynatarak içecek hazırlamak en sağlıklı yoldur. Ancak tempolu ve çağdaş yaşam bizleri bu tür endüstriyel işlemlere uğrayarak hazır hale getirmiş ürünleri kullanmaya zorlamaktadır. Bireysel olarak bunlardan kaçış söz konusu olamıyorsa, yetkili otoritelerin ve sivil toplum kuruluşlarının (Tarım Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Tüketici derneklerinin) üretim alanına kesin kurallar koyarak düzenleyici ve denetleyici fonksiyonlarını baskın kılması gerekir.
Bu fonksiyonlar,
• Yönetmeliklerle, ilgili gıda ve ambalaj malzemelerinin standartlarını belirlemek ve toksik etki göstermeyen tür ambalaj malzemelerinin kullanımını zorunlu kılmak,
• Cezai müeyyideleri netleştirerek, halk sağlığını üstün kılmak,
• Sık ve etkin denetlemeleri gerçekleştirmek,
• Gelen şikayetleri önemsemek ve üzerine gitmek,
• Halkı bilinçlendirmek
olarak sayılabilir.
Kişisel olarak özel alanlarımda poşet çayı tercih etmemekteyim ama sosyal ortamlarda, hazırlanışına müdahale edemediğim içeceklerin sunulduğu yerlerde, uçakta, otobüste, poşet çay kullanmak durumunda kalabiliyorum. Tüketici, ambalaj malzemesi "naylon hissi" veren ve metal zımba içeren poşet çay yerine su ve ayran içmek gibi bir tercih yapabilir. Önerilebilecek en pratik çözüm bu olabilir. Poşet çayı kullanmak kaçınılmaz ise önce şekeri atmak, suyun olabildiğince ılımasını beklemek, ideal ambalaja sahip olmayan "sallama çay poşetini" kısa süreli olarak suda tutmak çok daha faydalı bir yöntem olabilecektir. Bir GMP uzmanı olarak ben böyle yapıyorum.
Naylon poşetler
naay Çevre kirliliğine sebep olan en büyük kaynaklardan birisi de market-zincir mağaza, pazar vb. alışveriş ortamlarında kullanılan taşıma amaçlı poşetlerdir. Kentsel yaşamın bizlere dayattığı bir mecburiyet de bu poşetleri kullanmaktaki alternatifsizliktir. AB ülkeleri ve diğer birçok ülkede bu durum maalesef sürmektedir.
ABD'de geri dönüşümlü ambalaj malzemesi kullanma zorunluluğu ve çevre hassasiyeti,  ayrıca denetleme ve çevre sağlığı için ihbar-şikayet müessesesinin etkinliği sayesinde çoğu market zincirinde kağıt veya doğada parçalanabilir nitelikteki yapıya sahip ambalaj malzemesi –poşet- kullanımı söz konusudur.naylon poşet
Bu malzemelerin direkt olarak sağlık üzerine olumsuz etkisi yoktur, çünkü satın alınan gıda maddeleri zaten kendi ambalajındadır. Gıdalar marketten alındıklarında ya ideal ısıda ya da soğukturlar. Halk arasında "naylon poşet" dediğimiz bu malzeme ile gıda maddeleri birebir nayy temasa geçmezler. Bu poşetlerin zararlı yanı; atık olarak bizden çıktıktan sonra çevreyle olan olumsuz ilişkileriyle başlar. Katı atık toplama ve çöp geri kazanım tesislerinde poşet atıkların azaltılması, toplanması, yakılması sağlıklı olabilir, aksi takdirde yüzyıllarca parçalanmayan bir materyal doğaya karışmış olacaktır.
Kolonyalı mendil
kolonyalı mendil Kolonyalı mendil, içeriğindeki alkolün varlığı, çözücü ve bakteri kırıcı etkisi dolayısıyla hızlı pratik ve estetik (kozmetik) bir el ve yüzey temizleyici malzemedir. Burada dikkat edilmesi gereken kolonyalı mendillerin içerdiği alkolün karakteridir. Tüketiciye sunulması gereken, etil alkol veya isopropil alkol içerikli kolonyalı mendillerdir.
Ancak ruhsatsız ve kontrolsüz üretim yerlerinde kolonyalı mendil içeriğinde olması gereken alkol yerine farklı bir alkol kullanılması olasıdır. Kullanılması yasak olan metanol yani metil alkol'dür. Ülkemizde, metanolün alkollü içkilere katılarak piyasaya sunulması şeklinde sahtecilik olayları yaşanmış, birçok can kaybı söz konusu kolonyalı olmuştur. Üretim alanlarının denetimden uzak oluşu, tarım, sanayi, ve sağlık bakanlığının denetim kadrolarının çok kısıtlı olması yüzünden bu tür sahtecilik girişimlerine her an rastlamak mümkündür. Eğer kolonyalı mendillerde metil alkol kullanımı olasılığı var ise (kontrolsüz bir sektörde bu şaşırtıcı değildir) bu durumda tüketicinin mağdur olması, göz, cilt ve burun içi mukoza ve akciğer dokusunda harabiyetle sonuçlanan sağlık riskleri çok muhtemeldir.
kolon Hele hele etanolün satışı kontrollü ve pahalı ise ve metanolü temin etmek etanolden daha kolay ve ucuz ise bu tür sahtecilikler mutlaka beklenmelidir. Günümüzde hastaneler dahi etanolü kontrollü olarak satın alabilmektedirler. Kaçak içki üretimini engellemek için etanol üretimi devlet kontrolünde ve kayıtlı olarak yapılmaktadır. Tehlikeli olan metanol ise rahatça bulunabilir bir malzemedir. Özellikle biyodizel üretiminin popüler ve kontrolsüz yapılıyor oluşu, bu sektörde girdi olarak kullanılan teknik metanolün ülke çapında kullanımını arttırmıştır. Buradan diğer sektorlere (kolonyalı mendil üretimi, ruhsatsız alkollü içecek üretimi vb.) metanol kaçağı çok muhtemeldir.
Sadece insana değil, çevreye de zararlıdooğa
Plastik maddeler, yani sentetik-polimerik kimyasallar, doğada parçalanması, yok olması en uzun süre alan sentetikler arasındadır. Doğa biyolojik kökenli her atığı belli bir süre zarfında kolayca yaşam döngüsünde faydalanılabilir bir malzemeye dönüştürebilmektedir, dönüştürme işleminde en çok da mikrobiyolojik işlemler geçerli olmaktadır. Sentetik malzemeler ise mikrobiyal-bakteriyel müdahaleye açık değildir.
doğ Bazı çalışmalar, yeni keşfedilen bakteriler sayesinde plastiklerin ortadan kaldırılmasının mümkün olacağı yönündedir ancak bunlar henüz pratik yaşama geçirilmemiş deneysel çalışmalardır. Şu an yakma haricinde herhangi bir çözümü olmayan katı atık yok etme sistemleri, plastiğin mevcut haliyle çevreye doğapisverdiği zarara çok benzer bir oranda hava kirliliği oluşturarak yok edilmesine neden olmaktadır. Plastik içeriğindeki kimyasallar toksik gazlar çıkararak yanma reaksiyonu vermektedir. Bu da yakma yöntemini riskli ve arzu edilmeyen bir hale sokmaktadır. Plastiğin tekrar kimyasal işlemden geçirilerek değerlendirilmesi ve polietilen eldesi mümkünse de geri kazanımla elde edilen hammadenin içerdiği kirlilikler bir handikap olarak görülmektedir. 
cam kutuEn sağlıklı ambalaj
Ambalaj malzemelerindeki gelişmeler ve malzeme bilimi çok hızlı bir şekilde gelişiyor, içine aldığı gıda maddesinin kimyasal yapısı ile en az ilişkiye geçen ambalaj en sağlıklısıdır. Günümüzde çok dayanıklı polimerler geliştirilmiş durumdadır ancak bahsi geçen malzemelerin maliyeti bunların yaygınlaşmasını engellemektedir. En iyisi, en ideali "her zaman 'CAM AMBALAJ'dır.
  ccaamm kutu cam am
Dr. Memduh Sami TANER (Ph.D.)
Radyokimyager, Radyofarmasist
memduh.sami.taner@ege.edu.tr







18 Şubat 2010 Perşembe

Kainat Eczanesi

yonca RUH HALİMİZE GÖRE BESLENME
Yediğimiz besinlerin ruh halimizi etkilediğini ve ruh durumumuza göre yenilen besinlere dikkat edilmesi gerektiğini kaç kişi biliyordu acaba?
Bende yeni öğrendim ve faydası olur diye sizlerle paylaşmak istedim.
Örneğin,
yoncaSinirliyken makarna yiyip kafeinli içeceklerden uzak durmak gerekirken, endişeli zamanlarda da bol sıvı tüketmek gerekiyor
yonca "Bezginlik: Bu duruma karşı sebze grubu yiyecekler tercih edilmeli. Yediğiniz sebzelerin çiğ olmasına dikkat edin. Yavaş yemeye özen gösterin.
yoncaYorgunluk: Bezelye ve havuç, yorgunluğa karşı birebir. Taze sıkılmış meyve suları ve evde yapılan meyveli yoğurtlar da yararlı.
yoncaÇekingenlik: Kuru baklagiller ve fosfor açısından zengin besinler önerilir. Bulgur, mercimek ve balık türü yiyecekler de yenmeli.
yoncaAgresiflik: Yağlı tohumlar, özellikle fındık, ceviz ve fıstık yenmesi gerekir.
yoncaKeyifsizlik: Kendinizi ödüllendirin; pizza, döner, hamur, ne istiyorsanız onu yiyin.
yoncaEndişe: Vücutta aşırı sıvı kaybı olacağından hafif çorba, komposto, meyve suyu içilmesi gerekli.
yoncaHayal kırıklığı: Enginar ile kereviz bu duruma karşı oldukça etkili. Sebzeler hayal kırıklığını hafifletici etki içeriyor.
yoncaYalnızlık: Domates, biber, patlıcan, patates yalnızlık duygusunu hafifletiyor.
yoncaAşırı öfke: Ekmek, makarna, sebze, meyve yenmeli. Kırmızı et ve kafeinli içecekler öfkeyi tetikler.
yoncaDepresyon: Çok fazla olmamak kaydıyla çikolata yenmesi gerekir. Şekerli, sütlü tatlılar da yenebilir. Vücudun mutlaka şekerli besin alması gerekir.
yoncaÖzgüven: C vitaminli yiyecekler önerilir. Yeşil biber, maydanoz, haşlanmış patates ve kuşburnu insana güven verir".
yoncaMUHTEŞEM İKİLİ (BAL VE TARÇIN)
Bal ve Tarçın karışımının birçok hastalıklara iyi geldiği saptanmıştır.
Eski Yunan tıbbında olduğu kadar Ayurvedik tıpta da Bal,asırlarca hayati ilaç olarak kullanılmıştır.
Bugünün bilim adamları birçok hastalıkların tedavisinde Balı çok etkili bir ilaç olarak kabul etmişlerdir.
Bal hertürlü hastalıkta herhangi bir yan etkiye sebep olmaksızın kullanılabilmektedir.
Bugünün tıp ilmi,balın tatlı olmasına karşın doğru dozlarda alındığında şeker hastaları için tehlikeli olmadığını kabul etmektedir.
Kanada da yayımlanan ünlü Weekly World News dergisinin 17 OCAK 1995 tarihli sayısında batılı araştırmacılar tarafından bal ve tarçınla tedavi edilen hastalıkların listesini yayınlamıştır.
yoncaYORGUNLUK
Araştırmayı yapan Dr.MİLTON, bir bardak su içerisinde ½ kaşık bal ve biraz toz tarçının hergün kuşluk vakti ve vücut direncinin düşmeye başladığı takriben saat 15.00 te alındığında bir hafta içerisinde canlılığın arttığını tesbit etmiştir.
yoncaSOĞUK ALGINLIĞI
Bir kaşık ılıtılmış Bal,1/4 tatlı kaşığı toz Tarçın günde üç defa yenir.
Bu uygulama birçok kronik öksürük,soğuk algınlığı ve sinüslerin temizlenmesi için de geçerlidir.
yoncaYAŞLILIK
Bal ve Tarçınla hazırlanan çay,düzenli alındığında yaşlılık harabiyetini önler.
4 kaşık bal,1 kaşık toz Tarçın , 3 bardak su içerisinde kaynatılarak bir içecek hazırlanır. Günde 3-4 defa ¼ bardak miktarında içilir. Deriyi diri,taze ve yumuşak tutar, yıpranmasını durdurur.
yoncaKALP HASTALIKLARI
Bal ve Tarçınla bir karışım yap ve bunu her sabah kahvaltıda reçel veya marmelat yerine ekmek üzerine sür.
Bu uygulama arterlerdeki kolesterolleri eriterek hastaları kalp krizinden korur.
Bu uygulama ile, daha önce kalp krizi geçirmiş kişiler, ikinci krizden kilometrelerce uzakta olacaklardır.
Bu uygulamayı düzenli olarak yapan kişilerde solunum güçlüğü ortadan kalkacak ve kalp atışları kuvvetlenecektir.
yoncaKANSER
Japonya ve Avustralya da yapılan bir araştırmada ,mide ve kemik kanserleri üzerinde başarılı olunmuştur.
Bu tür kanserlere yakalanan hastalar günde bir kaşık bal ve bir kaşık Tarçını bir ay süreyle günde üç defa almalıdırlar.
yoncaBAĞIŞIKLIK SİSTEMİ
Hergün kullanılan Bal ve Tarçın bağışıklık sistemini kuvvetlendirir ve vücudu bakteri ve virus saldırılarına karşı korur.
araştırmacılara göre Bal,birçok Vitamin ve büyük miktarda demir içermektedir.
Balın düzenli kullanılması, Akyuvarlar içerisindeki, bakteriler ve viruslerle savaşan,korpuskülleri de kuvvetlendirir.
yoncaDİŞ AĞRISI
Bir kaşık toz Tarçın ve 5 tatlı kaşığı Bal karışımı ağrıyan dişe tatbik edilir.
Ağrı kesilene kadar günde üç defa uygulanır.
yoncaHAZIMSIZLIK & GRİP
Toz Tarçın 2 kaşık bal üzerine serpilip yemekten önce alındığında asit oluşumunu ve hazımsızlığı önler
İspanya da yapılan bir araştırmada bal içerisindeki bir maddenin grip mikroplarını öldürdüğü ve hastaları gripten koruduğu saptanmıştır.
yoncaİDRAR KESESİ ENFEKSİYONLARI
İki kaşık toz Tarçın,bir tatlı kaşığı Bal, ılık su içerisinde eritilip içilir.
İdrar kesesindeki mikroorganizmalar üzerinde etkilidir.
yoncaKOLESTEROL
İki kaşık Bal, Üç tatlı kaşığı Toz Tarçın,450 gr.demlenmiş çay içerisinde eritilerek içildiğinde kan kolesterol seviyesi 2 saat içerisinde % 10 düşecektir.
Artrit hastalarına tavsiye edilen kür de günde 3 defa kolesterol hastaları i,çin uygulanabilir.
Adı geçen dergideki bilgilere göre günlük gıda ile alınan bal bile kolesterolün düşmesine yardımcı olabilir.
yoncaMİDE AĞRILARI
Bal ve Tarçın kürlerinin ,mide ağrıları için olduğu kadar mide ülserleri için de yararlı olduğu saptanmıştır.
GAZ : Hindistan ve Japonyada yapılan araştırmalar Bal ve Tarçının midedeki gazı giderdiğini göstermiştir.
yoncaSAÇ DÖKÜLMESİ
Saçı dökülenlerle tepesi açılanlar için sıcak zeytinyağı içerisine bir kaşık bal,bir tatlı kaşığı toz Tarçın ilavesiyle elde edilen krem banyodan önce başa sürülür ve yaklaşık 15 dakika beklendikten sonra yıkanır.
5 dakikalık bir uygulama dahi etkili olabilir.
yoncaSİVİLCELER VE DERİ
3 kısım bal, 1 kısım Tarçın ile bir krem yapılır. Bu krem uykudan önce sivilceler üzerine sürülür.Sabahleyin ılık su ile yıkanır..
Eğer 2 hafta süreyle her gün uygulanırsa sivilceleri kökünden çıkarır.
Egzama,mantar ve diğer deri enfeksiyonlarında eşit miktardaki Bal ve Tarçın karışımı uygulanır
yoncaZAYIFLAMA
Bir bardak su içerisine eşit miktarda Bal ve Tarçın konup kaynatılır.Hergün kahvaltıdan yarım saat önce aç karnına ve yatmadan önce içilir.
Düzenli uygulanırsa kilo verilir.
Ayrıca bu karışım düzenli olarak içildiğinde ,yüksek kalorili diyet alınsa bile, vücutta yağın birikmesine engel olur.
yoncaGÜNE ENERJİK BAŞLAYIN
Yulaf, çikolata,buğday,bal ve pirinç.Hepsi de enerji ve güç veren besinler.İçerdikleri yüksek orandaki besinsel değerler nedeniyle cildin doğal savunma mekanızmasını güçlendirerek dış etkenlere karşı koruma sağlıyor.
yoncaYulaf: Yulaf gevreğini sabah kahvaltıda süt veya yoğurda ilave ederek yiyin.Zengin protein,lif,vitamin(özellikle de B ve D vitaminleri)ve mineral kaynağı(100 gramında 53mg.kalsiyum,405 mg.fosfor,4,5 mg.demir ve 468 mg.potasyum bulunuyor.)olan yulaf,güç ve enerji verici özellikler içeriyor.
yoncaPirinç Suyu :Cildinizi tazelemek ve kadifemsi bir yumuşaklığa kavuşturmak için haftada iki kez 2 kaşık pirinç suyu,2 damla zeytinyağı ve 2 çorba kaşığı yulaf unu karışımını sürüp 5 dakika bekleyin ve yıkayın.
yoncaBuğday: Kolesterol ve tansiyon düşürücü etkili buğday,yüksek oranda B ve E vitaminleri içeriyor.Özellikle E vitamini içeriği ile doğal bir antioksidan olarak cildi yaşlanmaktan koruyorve kırışıklıkların oluşumunu önleyerek cildin her dem genç kalmasını sağlıyor.
yoncaGözdeki damarları koruyup,göz etrafında oluşabilecek çizgileri azaltıyor.
yoncaCilde pembelik veriyor.Tırnakları ve saçları güçlendiriyor.Zengin içeriği nedeniyle kozmetik ürünlerinde çok sık kullanılıyor.
yoncaÇikolata: Mutluluk hormonunu(serotonin) uyarıcı özellikler içerdiğinden çikolata vücudu ve cildi gevşetip rahatlamasını sağlıyor. Aşık olma esnasında beynin ürettiği feniletilamin adlı uyarıcı bir madde içerdiği için afrodizyak özellikler taşıyor.Stresten uzak rahat bir uyku sağlıyor.Antioksidan özellikleriyle serbest radikallere karşı savaşarak yaşlanmayı geciktiriyor.Protein kaynaklı olduğundan cildi yenileyip elastikiyetini arttırıyor.İçeriğindeki sterol adlı madde ile cilde tonik etkisi yapıyor.
yoncaBal: Şeker,fruktoz ve glikoz içeren baldoğal bir tatlandırıcı.Ayrıca antibiyotik özelliği ile mikroplara karşı güçlü bir dezenfektan. Vitamin,mineral ve protein kaynağı olan balın yapısındaki meyve asitleri cildi arındırıyor,azot ve glüsit gibi maddeler nemlendirici özellikler içerip cildin nem dengesini düzenliyor. Manganez,magnezyum,kalsiyum ve silisyum gibi mineraller ise cildi pürüzsüz bir güzelliğe kavuşturuyor.
yoncaPirinç: B grubu özellikle B1 ve B2 vitaminlerince zengin olanpirinçte ayrıca demir,potasyum,fosfor ve kalsiyum başta olmak üzere diğer mineraller de bulunuyor.Pirinç hücrelere ihtiyacı olan enerjiyi sağlayıp cildin yıpranmasını önlüyor,içerdiği bol potasyum ve az azot ile kan basıncı değerlerinin düzenli akışını sağlıyor.Zararlı güneş ışınlarının etkisi veya yaşlanma nedeniyle ortaya çıkan cilt lekelerini yok ederek, cildin ışıltılı bir görünüme kavuşmasını sağlıyor.


yoncaTerlemeyi Azaltmanın Yolu; Sağlıklı Beslenme
Uzmanlar sıcak yaz günlerinde çok terleyen kişilerin,sağlıklı beslenmeleri halinde bu dertlerinden kurtulabileceklerini belirtiyor.Bol bol sebze ve meyve yiyen kişiler daha az terliyor.Adaçayının ter gözeneklerinin büzüşmesini sağladığını belirten uzmanlar,terlemeyi azaltmak için günde bir litre adaçayı içilmesini öneriyorlar.Uzmanlar,bir bardak suya bir çorba kaşığı elma sirkesinin eklenip içilmesinin veya bir fincan elma sirkesi eklenen dolu küvette banyo yapılmasının da terlemeyi önemli ölçüde azalttığını kaydetti.
Kahve,alkol,tuz ve acı baharatların tüketilmesinin terlemeyi arttırdığını belirten uzmanlar,proteinli gıdalardan da uzak durulması gerektiğini belirtiyorlar..Aspirinin içindeki asetil salisilik astin de terlemeyi arttırdığı kaydedilen haberde,çok terleyen kişilere sıcak yaz günlerinde başka ağrı kesicilerkullanmaları ve çok sıcak ile çok soğuk içecekler içmemeleri önerildi.
yoncaStrese karşı günde bir elma
Günde bir elma çok sayıda hastalığa karşı vücudu koruyor.
New York'ta yapılan bir araştırmanın sonucuna göre,hücrelerin zarar görmesine karşı direnci arttıran güçlü bir antioksidan madde bulunan elma,güneş ışığı,kimyasal reaksiyonlar ve günlük yaşamın sebep olduğu stresten kaynaklanan zararlara karşı güçlü bir koruma sağlıyor.
Farelerin beyni üzerinde yapılan bir araştırmanın elmada bulunan quercetin isimli antioksidan maddenin C vitaminine göre beyin hücrelerinin muhtemel hasarlara karşı direncini çok daha iyi koruduğunu ortaya koyduğu kaydedildi.
Diğer meyve ve sebzelerle mukayese edildiğinde en yüksek quercetin oranına sahip olan meyvenin elma olduğu elmanın Alzeheimer hastalığıyla mücadelede en faydalı yiyecek olduğuna dikkat çekildi.
Elmanın kendisinin elma suyu tüketimine nazaran çok daha faydalı olduğunu kaydeden araştırmacılar,genelde kırmızı elmaların yeşil yada sarı elmalara göre çok daha fazla antioksidan madde ihtiva ettiğini ifade ettiler.
Soğan,kızılcık ve böğürtlen gibi meyve ve sebzelerde de bol miktarda quercetin maddesinin bulunduğu belirtiliyor..
yoncaYAŞLANMAYI DURDURANLAR
Araştırmaya göre yaşlanmayı durduran besin grupları şöyle sıralanıyor:
yoncaKahvaltılık tahıl:Yulaf,kara buğday gevreği,buğday ya da pirinç gevreği
yoncaSüt Ürünleri:Soya sütü,gravyer permesan peynirleri ve yoğurt
yoncaEkmek Çeşitleri:Kara ekmek,tahıllı ekmek,arpa,yulaf ve çavdar ekmeği
yoncaSebze baklagiller:Brokoli,lahana,havuç,ıspanak,balkabağı,domates, tere, bezelye,nohut,mercimek,semizotu,mısır,avakado,pırasa,soya
yoncaTahıllar:Bulgur,esmer pirinç,basmati pirinci Balık ve Kabuklu yoncaDeniz ürünleri:Somon,alabalık,barbunya,istiridye,karides,uskumru, kalkan
yoncaMeyve ve Tatlılar: Kayısı,muz,kiraz,elma,çilek, pembe greyfurt, mango, kavun, karpuz, üzüm,dut,kuru meyveler,ceviz,badem,fındık
yoncaKayısı binbir derde deva
Sindirimi düzenleyip bağırsakları çalıştıran kayısı içindeki antioksidanlarla kanseri de önlüyor. . Kayısının en büyük yararlarından biri de insan cildini diri tutması...
Duru cilt için günde 5 tane
Günde 5 tane kayısı yemek cilde hem tazelik hem de güzellik katıyor.. İngiliz bilim adamları, kayısının içeriğinde bulunan patosyum sayesinde, insanlara gençlik ve güzellik aşıladığını açıklıyor.
Hücrelerin sıvı dengesinin düzenlenmesinde ve protein üretiminde büyük rol oynayan kayısı, ayrıca derideki sivilceleri yok ediyor. Cildin 5 yaş gençleşmesini ve cildin tazelik kazanmasını sağlıyor.

yoncaMeyveler ve sırları
Kara üzüm'ün gece görüşü sağladığını biliyor musunuz? Portakalın gizli faydası ne?
yoncaPORTAKAL: Her gün portakal veya C vitamini almak insanın keyfini düzeltiyor, enerji seviyesini yükseltiyor.
yoncaKARA ÜZÜM: Gece görüşünü artırıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında pilotlara çok yardımcı oldu.
yoncaENGİNAR: Yüksek kolesterole bire bir. Her gün 450 gram enginar kolesterol seviyesinin yüzde 20 düşürüyor.
yoncaISIRGAN OTU: Prostat kanserine bire bir... Ancak 40 yaşını aşkın erkeklerde sık sık tuvalete gitme ihtiyacına neden oluyor.
yoncaKIRMIZI BİBER: günde 2.5 gram tüketilen kırmızı biber sindirime iyi geliyor ve mide ağrısını ortadan kaldırıyor. Ayrıca sinir sistemine bağlı ağrıları da azaltıyor.
yoncaISPANAK: magnezyum bakımından çok zengin olan ıspanak, bir ağrı kesici olarak işlev görüyor. Günde 250 miligram alınan magnezyum kadınların regl ağrılarının hafiflemesini sağlıyor.