13 Nisan 2010 Salı

DEMLİKTE KALAN ÇAYI ATMAYIN

 çaay

Bakın nelere deva
mat saç Saçınız mat mı?
Saçınızı şampuanladıktan sonra son su olarak bir çaydanlık ılık çayla durulayın. Bakın saçlarınız nasıl ışıl ışılıyor .
ayak Ayağınız mı kokuyor?
Ilık çay dolu bir leğene ayaklarınızı daldırın ve her akşam yatmadan önce 10 dakika tutun. 10 günde koku diye bir şey kalmayacaktır.
boğaz ağrısı Boğaz ağrılarında

Posaları süzüp soğuyan demi boğaz ağrılarında ªgargara olarak kullanılır
yağlı cilt Cildiniz çok mu yağlı?
Banyodan çıkmadan son su olarak bir çaydanlık çay ile teninizi ovuşturun, balsam vazifesi görün.
Derinizdeki yaraların temizlenmesi
Çayı, derinizdeki yaraların temizlenmesi ve antibiyotik etki göstermesi için pamukla tatbik ederek kullanabilirsiniz.
el Eliniz balık, soğan mı kokuyor?
Balık ayıkladınız, ellerinizi sabunla yıkadınız ve hala balık kokuyor. Ya da soğan soydunuz, soğan kokuyor. işte kurtarıcınız yine çay. Elinizi demli çayla yıkayın. Bakın bakalım hiç koku kalmış mı?
capak Gözünüz çapak mı yapıyor?
Kaynamış çayı bir tasa koyup buharı gözünüze gelecek biçimde başınızı üstüne koyun. Ya da ılık çaya batırılmış gözlerinize ve etrafına tatbik edin .
Yemek yerken dilinizi mi ısırdınız?
Yine ilacı demlikteki çaydır. Ağzınızı günde üç defa çalkalayın, diliniz dokuz yerine üç günde iyileşecektir.

buzdolabı Buzdolabınız koku mu yapıyor?
Demlikte kalmış çay posalarını kurutup bir kap içinde buzdolabının orta rafına yerleştirin, kokudan eser kalmıyor.

6 Nisan 2010 Salı

ENDİŞEYE MAHAL YOK‏

PİCASSO

Olur.

İnsanın bazen gerçekten saçmalamaya ihtiyaç duyduğu zamanlar olur.

Dünyayı kaplayan

o kocaman saçmalık battaniyesinin ipliklerinden biri olmayı çok isteyebilir insan.

Ve bu yüzden de kendisinden çok uzağa düşebilir.

Başka biri olmaya ihtiyaç duyar ve normal zamanlarında asla yapmayacağı,

burun kıvırdığı şeyleri yapabilir.

İşte tüm bunlar yüzünden abuk sabuk ne varsa okuyorum.

Saçma sapan sohbetlerin içine giriyorum.

Ve eskiden duyduğumda kulaklarımı tırmalayan şarkıları söyleyip duruyorum.

Bunları bile isteye yapmıyorum elbet. ,

Elimde olmadan saçmalığın içine sürükleniyorum.

Saçmalığa dahil oldukça kendimden kurtuluyorum.

Ben olmaktan çıkıyorum.

Sırf kendimi özleyeyim de geri

döndüğümde sımsıkı sarılayım diye.

İnsan bazen kendinden sıkılamaz mı?

Sıkılır elbet...

İnsan bazen herşeyden ve herkesten kaçmak isteyemez mi?

İster elbet...

İşte bu yüzden tüm bunlar. Ama endişeye mahal yok.

Geçici. . . .

Her zaman geçti çünkü.

RESİM: Picasso